Kocası evde olsa da olmasa da fark etmez, varlığı bir gölge gibi siliktir. Adamda iş olsa bile, yelkeni sönmüş bir kayık gibidir; kaldırmaya yeltenir ama iş ciddiye binince yelkenler suya iner, balık ağı gibi gevşeyip kalır. Kadın, olgunluğun getirdiği ateşle yanıp tutuşur, hormonları öyle bir coşar ki adeta köz gibi parlar. İçindeki o alevli korla tutuşurken, tam da o sırada buzdolabı bozulur. Hemen oğlunun genç tesisatçı arkadaşını arar, çocuğu eve çağırır. Delikanlı işini bitirip kapıya yönelmişken, kadın göğüslerini açıp ona döner, gözlerindeki açlıkla ne kadar istekli olduğunu hissettirir. Adeta yalvarırcasına, kendini tutamayıp oğlanın ona tutkuyla sahip olmasını ister.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.. Gerekli alanlar işaretlendi *

*